Atatürk olmasaydı klişesine cevaplar

Atatürk olmasaydı klişesine cevaplar

"O olmasaydı." Bu laf, kolaya kaçanların ağzında nerdeyse 1 yüzyıl boyunca tekrarlana gelmiştir. Atatürk
hakkında konuşup susturulan insanlar, bir şey söyleyeceğim deyip "pardon" deyip korkanlar, torunlarımın
başı belaya girer diye susan dedeler, şu dediklerimi iyi dinlesinler.
1876-1908 ve 1922-1938 şu dönemleri çözen bir vatandaş, Türkiye tarihini başlı başına söker. 1908
Abdülhamid'in tahttan indirilmesi ile devletin temel ideolojisi çözülmüş, devlet meseleleri bilgisiz çocukların
eline kalmıştı. 1 gecede general yapılan askerler, ortalığı boş bulup, bol sıkan çakma siyasetçiler, vatan millet
deyip, Anadolu dışında savaşmayı yeğleyen budalalar… bir derya gibi akmıştır Anadolu'da
Gelelim asıl meseleye. "Osmanlı devleti yıkılmış bir devlet değil, durdurulmuş bir medeniyettir." Asırlarca
onlarca düşmanla, tek başına, ve çok uluslu olmasına rağmen 600 sene ayakta kalan Osmanlı artık
yorulmuştu. 1.Dünya savaşı ile o kahraman denilen "İttihat ve Terakki" ileri gelenleri yurt dışına "KAÇMIŞTI".
Filistin ve Suriye'yi (ki Türkiye topraklarının iki katından fazladır) sadece "39 gün"de üstelik "75.000 esir, 360
top, 800'den fazla makineli tüfek, 200 kamyon, 44 otomobil, 89 lokomotif, 468 yük ve yolcu vagonu" zayiat ile
düşmana teslim eden M. Kemal de cabası. Komutansız bir ordu, silahsız ve aç bir millet. Ucu saraya
çevrilmiş toplar, daha sonra komut bekleyen bir halk…
İşte böyle bir manzarada Vahdettin padişah oldu. Bu sırada değil Vahdettin, Fatih Sultan Mehmed olsa ne
yapabilir? Vahdettin padişah olur olmaz divanını topladı ve bir karar aldı. Anadolu'yu Anadolu kurtaracak. M.
Kemal nerede o zaman dersiniz? Meclise girip milletvekili olmak için gün sayıyor. Oysa batı da Çerkez
Ethem, doğu da Kazım Karabekir düşmanla çarpışıyor. Herkes şurayı çok yanlış bilir. Vahdettin Atatürk'ü en
yüce gördü diye onu Anadolu'ya yolladı. Hayır, bu yanlıştır. Kazım Karabekir dahil tüm kuvvet komutanları  
ondan üst rütbedeydiler. Atatürk konumu gereği Samsun'a gönderildi. İsmet Paşa nerdeydi derseniz?
Ankara'da tellalla aranıyor. Atatürk'ün ona ihtiyaç duymasının nedeni İsmet paşanın aklından değil
rütbesindendir.
M. Kemal'i Anadolu'ya Vahdettin göndermiştir. Bu da mektubu ile gayet açıktır. Bir diğer kanıt; M. Kemal,
Bandırma vapuru ile giderken, iskelede İngilizler ona dokunmamıştır bile. Bu da M. Kemal'in Anadolu'ya
kendi başına gittiğini çürütür. Bir diğeri Vahdettin'in verdiği altınlardır. Bir diğeri Bandırma vapurunun çürük
değil son derece kullanışlı bir vapur olduğudur ki Samsun'a sadece 13 günde gitmiştir.
Atatürk nasıl tek adam oldu? M. Kemal başta Karabekir, Fevzi Çakmak, Rauf Orbay gibi gözünü hırs
bürümemiş adamların yanında devamlı birlikten yana olmuştur. Ne zamanki ipleri eline almış o zaman: "bazı
kafaları keseceğim" demiştir, hem de meclisin orta yerinde. Hem de ünlü 5'li grubun "sadece sözcüsü" olma
vasfını yırtarak. Artık "padişahın durumu savaştan sonra belirlenecektir" hükmü "ben padişahı sürdüm
kararım da budur"a getirmiştir. Karabekir ona "bunu konuşmamıştık" demesi, başından beri birlikte hareket
ettiklerinin ta kendisidir. Ne zamanki M. Kemal Karabekir'i kendine tehlike görmüş işte o an, M. Kemal'den
olmayan herkes "hain" diye damgalanmıştır. İnsaf diyorum sadece. Karabekir o an anlamıştır işin işten
geçtiğini. Bu yapılanların hepsinin saltanat için olduğunu anlayan Karabekir ne yapabilsin bu durumda? Onun
kalbi o kadar katı değildi ki Anadolu'dan gençleri toplasın kardeşi kardeşe kırdırsın. Çok defa rejimi devirmek
için insanlar yanına gelmiştir. O olsun, diğerleri olsun asla müslümanı öldürmeyi kafasından geçirmemişlerdir.
1923 öncesi M. Kemal'e bakılınca gayet samimi şeyhülislam nispetinde Müslüman, yöneticilerine itaatkar,
vatan millet lafını asla ağzından düşürmeyen bir komutan. Olabilir sabetayist veya Türk. Ama aziz kardeşler
bu değildir, insanı suçlu kılan. İnsanı suçlu kılan; içindeki nefsi dışındaki amelidir. 1923'ten sonra ipleri eline
alınca o Atatürk, ne seçim yaptırır, ne insanların istediği gibi giyinmesine tahammül eder ne de … Uzar ve
gider bunlar. İşin aslında M. Kemal, asla ve asla tek lider değildir. Sahip olduğu gücü padişahın şahsı
manevisinden ve himmetinden, askerlerden, ittihatçı kadrolardan ve cefakar halktan vb. almış; ipleri ele
alınca maalesef bu güveni boşa çıkarmıştır.
Öyle ki hala bazı insanlar yanlışlarına "olabilir, paşadır ya, atamdır yapar" diye geçiştiriyorlar. Bu bizim
milletimizin kanaatkarlığından, saflığından, tahammülkarlığından, tutuculuğundan kaynaklanır. Alman halkına
gel sen; dil, din, kültür dayatması yap, bak bakalım seni ne yapıyorlar. Ki Hitler'in şu anda Almanya'da ne bir
heykeli vardır ne de bir hatırası.
Gelin "Atatürk olmasaydı" lafını bırakalım. O mantıkla bir yere varılmaz. O zaman dünyaya gelişimize bir
anlamda sebep olan şeytana da iyi gözle mi bakalım? Biz "Allah bizi yaratmasaydı biz olmazdık" diyelim,
İnsanın saltanatıyla, Allah'ın saltanatını asla kıyaslamayalım. Yoksa kaybedenlerden oluruz. Dünyada ne
saltanatlar geldi geçti. Hepsi bir bir gitti. Baki olan Allah'ın saltanatıdır. Sadece önemli olan vatana millete
hizmet değil; asıl önemli olan Allah'a hakkıyla kulluk edebilmektir.
Bu da yalnız Allah-u Teala'nın emrettiği Şeriat ile mümkün olabilir.
**********
NOT: Osmanlı Ruhu isimli Forum'dan alıntılanmıştır... Ancak tarafımdan ekleme ve eksiltme yapılmıştır.

0 σχόλια: